Ayşen Gruda, 2012 yılında 31. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü'ne lâyık görüldü.
23 Ocak 2019'da hayatını kaybeden usta tiyatro ve sinema oyuncusu Ayşen Gruda 1975’ten bu yana sahne, sinema ve televizyonda unutulmaz karakterler çizen, özellikle Arzu Film bünyesinde 50’yi aşkın filmde iz bıraktı,
Ayşen Gruda’ya Tarık Akan’ın yazısıyla veda ediyoruz:
31. İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülleri bu yıl, onurlu 3 arkadaşıma veriliyor. Hem Ali Özgentürk'ü hem de Halit'i kutluyorum bu vesileyle. Ayşen'e gelince; 1975'ten bu yana sanat yaşamını sürdüren, dur durak bilmeyen, sürekli üreten ve kendini geliştiren biri o... Her zaman bir başrol oyuncusu kadar dikkat çekmeyi bildi o. Bunu nasıl yapıyor, kimse çözemedi. İşte bu olay sinemanın büyüsünde gizli, fiziğiyle değil, ekrana yakışan yüzüyle ve karizmasıyla oyunculuğundan hep söz ettirdi o. Kadın komedyen deyince akla gelen ilk isimlerden biri oldu. Sinemamız birçok konuda olduğu gibi, kadın komedyen konusunda da fakirdir. Bu açıdan bakınca, o bir zenginliktir.
Arzu Film birçoğumuz için bir okul olmuştur. Orada üretirken iyi rol, kötü rol vb. tartışmalar olmazdı. Çok disiplinli bir okuldur orası. Aslolan senaryolardır. Herkes senaryosunun hakkını vermek için uğraşırdı. Bazen koskoca filmden, sadece küçük bir resim, bir mimik, bir yüz kalır geriye. İşte Ayşen geriye kalanlardandır. Komedyenlik perdede hep zordu. Nadir insanlar bunun üstesinden geldi sinemamızda. Onlardan biri de Ayşen’dir. Sanat yaşamına 50'ye yakın film, onlarca televizyon dizisi ve unutulmaz tiyatro oyunları sığdırmıştır. 1976'da Tosun Paşa, 1977'de Hababam Sınıfı, 1978'de Neşeli Günler, 1981 Gırgıriyeler, Davaro, Çiçek Abbas, Namuslu... hangi birini sayalım. Bunlar kaç kuşakta iz bırakmıştır? Herhangi bir sahnesini görünce perdeden daha uzağa kimler dalıp gitmiyor ki...
Oyunculukta ustalığı yakalamak; sezgi, teknik ve yaratıcılığın harmanlanmasıyla oluşur. Bu incelikli durumu tam 40 yıl sürdürmekse tamamen kılı kırk yaran bir bakış açısının ürünüdür. Sinemada kalıcılığı ve kaliteyi yakalayanlara selam olsun.
– Tarık Akan