Eşref Kolçak, 2014 yılında 33. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü'ne lâyık görüldü.

Sefası sürüldüğü kadar çilesi de çekilmiş 60 yılı aşkın sanat yaşamında sinemamızın en önemli aktörlerinden birisi. 1949’da efsane Cahide Sonku'yla oynadığı Fedakar Ana adlı filmle başlayan ve 2000'deki Güle Güle gibi günümüze ulaşan filmlerle dolu, uzun ve sağlam sinema kariyeri boyunca kendini istikrarla oyunculuğa adaması da önemli. Dansçı olmasının oyunculukta yararını görmüştür mutlaka. Yeşilçam sokağının tozunu da yuttu, 60'lı yılların jönü olarak baş tacı da edildi. Henüz 26 yaşında oynadığı Affet Beni Allahım (1953) filmiyle anında star olduğu zaman herkes bu ince uzun, belalı geçmişinden kurtulmaya çalışırken ayağı dolanan yakışıklı genç adama hayran kalmıştı. Dönemin naif senaryoları gereği epey “namus” kurtardı, avantür-dramlarda boy gösterdi, yeri geldi bolca dayak attı, dayak da yedi ama hep “iyi yürekli adam” olarak seyircinin gözünde büyüdü. Bir Şoförün Gizli Defteri’ndeki (1958) gibi sınıfsal farklar, hayat gailesi ve iki kadın arasında perişan olan fakir ama onurlu adam karakteriyle çoktan halkın sevgilisi olmuştu. Salon erkeği değildi ama takım elbiseyle de gayet zarif görünebilirdi (Kumpanya, 1958). Eline silahı aldığında tehditkâr (Kurşun Yağmuru, 1962), Kurtuluş Savaşı yüzbaşısı olarak kararlı (Düşman Yolları Kesti, 1958), aile komedisinde bizden biriydi (Ayşecik, Şeytan Çekici, 1960). Önemli yönetmenlerle çalıştı, bu arada çok çalıştı, 200'e yakın filmde oynadı. Sinemadan kopmayan ve vazgeçilmez bir karakter oyuncusu olan Kolçak'ı günümüzde de izlemek bir ayrıcalık. –Esin Küçüktepepınar

Yukarı