Gus Van Sant, 2007 yılında 26. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü'ne lâyık görüldü.

Film ve video klip yönetmeni, fotoğrafçı, müzisyen, ressam, yazar... Yelpazenin her noktasında bulunan bir sanatçı, toplumun kıyılarında yaşayan marjinalleri, dışarı itilmişleri, göz ardı edilenleri ve yabancılaşma yaşayanları anlatmakta üzerine olmayan yalnız bir sanatçı... Anaakıma karşı durabilen ama her zaman reddetmeyen bağımsız bir yönetmen ve yapımcı olan Gus Van Sant, filmlerindeki temaları ve karakterleri seçerken hep tartışmalar yarattı... "Sanırım filmlerimde ve yaşamımda uyumsuz insanlara hep ilgi duydum", diyor. Gerçekten de Mala Noche'nin odak noktasında yeniyetme bir Meksikalı göçmene aşık olan bir dükkan sahibi, Benim Güzel Idaho'm'da biri uyku hastalığından mustarip iki erkek fahişe, Sonsuz İhtiras'ta cinayet işleyecek kadar ihtiraslı bir hava durumu sunucusu, Gerry'de çölde kaybolan ve adları Gerry olan iki genç, Altın Palmiyeli Fil'de sınıf arkadaşlarını öldüren liseliler, Son Günler'de ise şöhreti taşımayan bir rock yıldızı var. 2000'li yıllarda alışılagelene karşı çıkan minimalist, düşünsel ve deneysel bir tarzla olgunlaştı, ama yine de ister ticari, ister gönlünden kopmuş bağımsız bir proje olsun, her bir Gus Van Sant filminde belli hüzün dalgasının varlığı peşimizi bırakmıyor sanki. O da dürüstçe itiraf ediyor: "hâlâ bir şeyler öğreniyorum, [sinemacılık] sürekli bir şeyler öğrenilen bir süreçtir."

Yukarı