Paul Schrader, 2007 yılında 26. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü'ne lâyık görüldü.
On sekiz yaşına gelinceye kadar hiç film seyretmemişti. Ama sonunda hem Hollywood'un en iyi senaryo yazarlarından biri oldu, hem Martin Scorsese'yle başarılı ortak projeler imza attı, hem de kendilerine zarar vermeye meyilli, deliliğin sınırlarına dayanmış yalnız kent insanlarını yansıttığı filmleriyle auteur bir sinemacıya dönüştü. Paul Schrader, Columbia Üniversitesi ve Los Angeles'taki Kaliforniya Üniversitesi Sinema Okulu'ndan mezun oldu. Sinema yazarlığı yaptı. Kardeşi Leonard ile birlikte yazdığı ilk senaryosu Yakuza'yı sattıktan sonra, acımasız bir kentsel yabancılaşma öyküsü olan Taxi Driver / Taksi Şoförü'nü yazdı. Senaryosu, Martin Scorsese tarafından, çokça tartışılan ama çığır açtığı da düşünülen bir filme dönüştürüldü. Schrader ve Scorsese, üç kez daha birlikte çalışma fırsatı buldu: 1980'lerin en başarılı Amerikan filmlerinden Raging Bull / Kızgın Boğa, çokça tartışılan The Last Temptation of Christ / Günaha Son Çağrı ve Bringing out the Dead / Yaşamın Kıyısında. İlk yönetmenlik denemesi 1978'de Blue Collar ile geldi; bunu Hardcore ve daha büyük bir kitle tarafından tanınmasını sağlayan American Gigolo izledi. Seks endüstrisini daha sonra da ele aldı: Cat People / Kedi Kız'ın yeniden yapımıyla, Mishima, Auto Focus ve jüri başkanlığını üstlendiği 2007 Berlin Film Festivali'nde ilk kez gösterilen The Walker / Entrika ile. Aynı zamanda edebiyat uyarlamaları yaptı: The Comfort of Strangers / Yabancı Kucak, Touch ve Affliction. Robert Bresson, Yasujiro Ozu ve Carl Dreyer'den etkilenen, William Faulkner'a hayran olan ve Film Comment dergisi için yaptığı altmış filmlik listesi Renoir, Ozu ve Chaplin'le başlayan Schrader şöyle diyor: "Basitliğe kaçmadan bir izleyiciyi veya okuru işin için katabilmek, bana kalırsa bir sanatçının örnek alması gerek en yüksek seviyedir." Filmleri ve senaryolarıyla Schrader söz ettiği seviyeden hiç düşmüyor.