Stephen Frears 20 Haziran 1941'de, İngiltere'de, Leicester'da, bir doktorun ve bir sosyal görevlinin çocuğu olarak dünyaya geldi. "Semper eadem" ("Hep aynı") şeklindeki cesaret kırıcı bir slogana sahip olan Leicester'ı sersemletici derecede sıkıcı bulduğu için, ailesi 1953'te Nottingham'a taşındığında çok mutlu oldu: "Bildiğim her şeyden daha seksi bir kasabaydı." Sıkı bir tiyatro izleyicisi oldu ve Cambridge'e devam ederken enerjisini hukuk öğreniminden çok tiyatro yönetmenliğine ayırdı.
1963'te mezun olduktan sonra Granada Television'a stajyerlik başvurusunda bulundu ama reddedildi. BBC tarafından da geri çevrildi. Bu çifte reddediliş için "aslında benim için bir şans oldu, çünkü ağaçların arasında çok daha ilgi çekici bir patika buldum," dedi. Mayorka'da tatildeyken tanıştığı yönetmen Lindsay Anderson, ona Royal Court Theatre'da asistanlığını yapması için teklifte bulundu. Frears burada Karel Reisz'la da çalıştı, Reisz'ın Morgan: A Suitable Case for Treatment / Morgan’ında (1966), Anderson'ın If… / Eğer…’inde (1968) ve Albert Finney'nin tek yönetmenlik girişimi olan Charlie Bubbles’da (1968) "sanki bir tür asistan" olarak sinema kariyerine başladı. Buna karşılık Finney de Frears'ın ilk sinema filmi olan Gumshoe’da (1972) başrolü oynadı. Yorkshire TV için bir dizi çocuk draması çekmiş olan Frears, 1972'de BBC'ye katıldı. Sonraki 12 yıl boyunca BBC, LWT ve Thames'de, dönemin en iyi televizyon dramalarının bazılarında çalıştı. Yorkshire TV için bir dizi çocuk draması çekmiş olan Frears, 1972'de BBC'ye katıldı.
Sonraki 12 yıl boyunca BBC, LWT ve Thames'de, dönemin en iyi televizyon dramalarının bazılarında çalıştı. Çok geçmeden verimliliğiyle, projeleri zamanında ve bütçeyi aşmadan tamamlamasıyla ve senaryoları ele alışındaki titizlik ve hassaslıkla tanınır oldu. "Bir süre sonra," demişti Frears 1978'de, "televizyon şirketlerinin sınırlarının içinde çalışmak ve yine de kendi sesini keşfetmeye gayret etmek mümkün oluyor."
Atılımını My Beautiful Laundrette / Benim Güzel Çamaşırhanem’le (1985) gerçekleştirdi. Benim Güzel Çamaşırhanem’in beklenmedik başarısı, Frears'ın daha önce rafa kaldırmak zorunda kaldığı bir projeyi hayata geçirebilmesini mümkün kıldı: Eşcinsel oyun yazarı Joe Orton üzerine John Lahr'ın yazdığı yaşam öyküsünden Alan Bennett'ın senaryosunu uyarladığı biyografik film, Prick Up Your Ears / Kulaklarını Dik (1987). Görünürde eziyetli bir ilişkiyi inceleyen film, İngiliz ikiyüzlülüğü üzerine dolaylı bir hicve dönüşmüştü. Sammy and Rosie Get Laid / Sammy ve Rosie İşi Pişirdi’nin (1987) ise hiç de dolaylı bir yanı yoktu. Yine Kureishi tarafından yazılmış olan film, daha en başından, Thatcher'a ve onun temsil ettiği her şeye yönelik bir saldırı olduğunu apaçık ilan ediyordu. Frears'ın dogmatik olmayan, işbirliğine açık film yapma tarzı, yazarları da oyuncuları da kendi projelerini ona getirmeleri yolunda cesaretlendiriyor.
-Philip Kemp