İPEKÇE
Yönetmen: Bilge Olgaç

Bilet Bilgileri

TARİH&SAAT MEKAN TAKVİMİNE EKLE  
{{item.tarih}} *° {{item.mekan}}

BİLET AL BİLET AL ÜCRETSİZ
Dünden Bugüne Türk Klasikleri

İPEKÇE
SILKY

  • Yönetmen: Bilge Olgaç
  • TÜRKİYE / 1987 / DCP / Renkli / 92´ / Türkçe; İngilizce altyazılı
  • Senarist: Bilge Olgaç, Osman Şahin
  • Görüntü Yönetmeni: Aytekin Çakmakçı
  • Kurgucu: Nevzat Dişiaçık
  • Özgün Müzik: Serdar Yalçın
  • Oyuncular: Perihan Savaş, Berhan Şimşek, Oktar Durukan, Şener Gezgen, Gülsen Tuncer, Kemal İnci
  • Yapımcı: Lokman Kondakçı
  • Yapım Şirketi: Varlık Film
  • Dünya Hakları: Varlık Film

Bir kadınlık hikâyesi: İpekçe
Taşranın gündelik hali... Aynı konuların konuşulduğu, zamanın havada, toprakta, suda asılı kaldığı, meydanlarını çok uzun zaman önce erkeklerin zaptettiği ve onların durmaksızın konuşarak kimlikleri, imgeleri ve cinsiyetleri ürettiği bir yer taşra... Misafire saf, temiz ve doğal görünen, fakat misafirliğin bittiği anda, ansızın tekinsizliğe dönüşen bir mecra... Böyle bir mecranın tam ortasında, hayatın tüm sıradanlığıyla akacak bir damar bulamadığı, bir türlü geçmeyen ve aslında konuşulacak konuların uzun zaman önce bitip tükendiği bir anda, bir köy kahvesinde “zaman” yeniden üretilmek üzere başlar. Bu “zaman”, İpekçe’nin zamanı, onun tam da orada yeniden yazılacak olan öyküsünün zamanıdır.

Senaryosu Osman Şahin ile Bilge Olgaç’a ait olan İpekçe, senaryosu ve yönetmeni Bilge Olgaç’ın toplumsal cinsiyetin üretim ekonomisine bakış açısıyla 1980’lerin ikinci yarısının “farklı” filmlerinden biri. 1950’lerde Anadolu’yu ve taşra yaşantısını konu alan Yaşar Kemal, Necati Cumalı ve Fakir Baykurt gibi yazarların uyarlamalarıyla vizyonu genişleyen Türkiye sinemasında, önemli bir isim ortaya çıkar: Osman Şahin. Agâh Özgüç, Şahin’in en önemli özelliğinin, “tüm öykülerini sinematografik bir kurguyla düşünmesi” olduğunu önemle belirtir. 1973 yılında başladığı öykü serüvenini, 23 film uyarlamasıyla taçlandıran ve Türkiye sineması araştırmalarına “Osman Şahin uyarlamaları” olarak bir başlık açan öykücüden en çok yararlanan yönetmenler Şerif Gören ve Bilge Olgaç’tır. İpekçe ise Osman Şahin uyarlamaları içinde, yazar ve yönetmenin anlatıdaki uyumu ve dramaturjik açıdan “ayrı” bir yerde durur; bunun da en önemli nedeni Bilge Olgaç’ın, henüz erkeklerin dünyasından ibaret olan sinemada, bir kadın olarak varlığı, duruşu ve bakış açısıdır.

Bilge Olgaç, Memduh Ün ve Halit Refiğ’in asistanlığıyla adım attığı sinema deneyimine Feza Sınar’ın Kameranın Ardındaki Kadın: Bilge Olgaç adlı belgeselinde de dile getirdiği gibi “erkek filmleri”, başka bir deyişle avantür filmlerle başlamış, yönetmenliğinin ikinci evresinde daha çok toplumsal cinsiyete dair bakışını ve yorumunu özelleştiren bir dil geliştirmiştir. Film yönetmenliğini uzun yıllar boyunca bir meslek olarak icra eden Olgaç’ın, Türkiye sineması sektöründe bir kadının yönetmen olarak varlığına ilişkin kamusal deneyimini İpekçe’ye aktardığını söylemek yanlış olmaz. Ayşe Durukan’ın aktardığına göre, hayatındaki tek geçim kaynağı olan sinemadan tek maddi beklentisi de bir “ev” sahibi olabilmektir. İşte İpekçe, filmin senaryosunu tamamlamak üzere büyükşehirden kaçıp İznik’e “sığınan” Bilge Olgaç gibi, taşraya “düşen”, uzun sarı saçları nedeniyle köylülerin bakışında saflığı, güzelliği, başkalığı temsil eden ve bu nedenle ona İpekçe dedikleri bir kadının aidiyet ve kimlik üzerine kurulu öyküsünü anlatır. İpekçe karakterini canlandıran Perihan Savaş ise, anlatının başından sonuna kadar koruduğu ölçülü yorumuyla, “bir kadınlık hikâyesi” olan bu filmin günümüze kadar ulaşan canlılığının en önemli unsurudur.

Bu filmden önce Belmin Söylemez’in yönettiği Bilge ve Öğrencisi: Bir Reji Asistanının Günlüğü | 2015 | 21’ gösterilecektir.

Bu film, Köprüde Buluşmalar'a katılmıştır.

FİLM ÖNERİLERİ

Yukarı