Türk sinemasının Jeanne d’Arc’ı Bilge Olgaç

10 Nisan Salı

İstanbul Film Festivali, Zurich Sigorta işbirliğiyle bu yıl Türk sinemasının önemli yapıtlarından, 1987 yapımı İpekçe’yi Atlas Post Production’a restore ettirerek gün ışığına çıkardı. Yönetmen Bilge Olgaç imzalı İpekçe, Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, filmin restorasyonunu üstlenen Ahmet Hızarcı’nın yanı sıra film ekibinden; filmin müziklerini yapan Serdar Yalçın, yönetmen asistanı Belmin Söylemez, görüntü yönetmeni Aytekin Çakmakçı, senarist ve İstanbul Film Festivali’nin bu seneki Onur Ödülü sahibi Osman Şahin, oyunculardan Kemal İnci, Gülsen Tuncer ve Berhan Şimşek’in katılımıyla gösterildi. Filmin oyuncularından Perihan Savaş ise yolladığı bir video mesajında setten ayrılamadığını, katılamadığı için üzüntü duyduğunu iletti.

Oyuncu Berhan Şimşek, “İpekçe, sinema oyunculuğu anlamında benim hayatımda çok büyük bir dönüm noktasıdır. Hayatımın en büyük, en güzel, en zorlu günlerini bu filmde sanatçı arkadaşlarımla yaşadım. Bilge Olgaç hayatımın öğretmeniydi ve ben ne öğrendiysem kadınlardan öğrendim” dedi. Oyunculardan Gülsen Tuncer ise şöyle dedi: “Bilge Olgaç ülkemizin yetiştirdiği çok önemli bir sinema insanıydı. Bu film benim için çok önemli çünkü eşim, Engin Ayça Bez Bebek filmini çekerken ben o filmin yapım yönetmeniydim, İpekçe’ninse oyuncusuydum. İki ekip son derece kaynaşmış bir şekildeydik. Türk sineması adına bu filmleri tekrar izleyicilere, sinema perdesinde izleterek çok önemli katkı sunuyorsunuz. Sizleri sevgi ve şefkatle kucaklıyorum.”

Filmin müziklerini yapan Serdar Yalçın filme dair bir anısını izleyicilerle paylaştı. Yalçın, İpekçe’nin bir köy filmi olduğunu ama filmde köy müziği duymayacağımızı, operamızın değerli solistlerinin stüdyoda vokal yaptıklarını, bunun bir ilk olduğunu söyledi. “İpekçe benim için gerçekten çok özel bir film, sinemaya başladığım film” diyen Belmin Söylemez’in belgeseli “Bilge ve Öğrencisi: Bir Reji Asistanının Günlüğü” İpekçe’den önce gösterildi: “Bilge Olgaç ile iki yıl çalıştım ve benim için gerçekten bir okuldu. Bu belgeselle Olgaç’ı herkes genç bir asistanın gözünden tanısın, merak etsin ve filmlerini izlesin istedim” diyerek sözlerini bitirdi.

Senarist Osman Şahin ise şöyle dedi: “Filme alınan diğer bütün öykülerimde de gerçek olayları yazdım. Anadolu halkını ve sıkışmış insanı çok iyi biliyorum. İpekçe rolündeki hanımefendi de sıkışmış bir insandı. Atıf Yılmaz bu filmi izledikten sonra ‘bugüne kadar Yeşilçam’a gelmiş en iyi film öyküsü’ demişti. Bilge Olgaç’ı çok özlüyorum; o toplumcu gerçekçi bir sanatçıydı. Sanat ölümsüzdür, Bilge Olgaç ölümsüzdür.” Oyunculardan Kemal İnci, “Herkes İpekçe’yi sinemaya aktaralım diye gönül verdi. Olgaç, anlatacağı şeyi bilen iyi bir sinemacıydı” dedi. Son olarak söz alan filmin görüntü yönetmeni Aytekin Çakmakçı, “bana Bilge Olgaç’ı tarif et deseler Türk sinemasının Jeanne d’Arc’ı derdim. Türk sineması erkek egemen bir toplumdu. Bilge Olgaç, hem kalp kırmayan hem de film yapmak için para bulan bir insandı. O Yılmaz Güney’den yetişmiş bir çıraktı. Ne mutlu ki bu filmde bir araya gelip onu andık.”

Yukarı