İstanbul Film Festivali’nin sevilen bölümlerinden Çiçek İstemez, merkezinde kadınların olduğu filmleri bir araya getiriyor. Bölüm kapsamında, gerçek hayatta da sinemada da kendi yolunu çizen, kendi ayakları üzerinde duran kadınların hikâyelerinin anlatıldığı 8 film yer alıyor. İran’dan Brezilya'ya, Fransa'dan Yunanistan'a, bu filmlerdeki kadınlar ayakta duruyor, kendilerini buluyor, haklarını arıyorlar. Çiçek İstemez bölümündeki filmler 17-28 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek 43. İstanbul Film Festivali’nde seyirciyle buluşacak.

Paradiset Brinner / Paradise is Burning / Mika Gustafson

İsveç'te bir işçi kasabasında sıradışı ve mutlu bir aile: 12 yaşındaki Mira, 7 yaşındaki Steffi ve onlara annelik yapan ablaları 16 yaşındaki Laura… Sosyal hizmetlerin denetlemeye geleceği haberiyle bu tasasız düzenin bozulması ihtimali ortaya çıkıveriyor. Geçen yol Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünde ve 40 Yaş Altı Yönetmenler kategorisinde En İyi Yönetmen ve BFI Londra Film Festivali’nde En İyi İlk Film ödüllerinin sahibi Paradise is Burning festivalde izleyiciyle buluşacak.

Seans bilgisi için tıklayın.

Little Girl Blue / Mona Achache / Marsel

Fransız yazar, oyuncu ve fotoğrafçı Carole Achache 2016 yılında, ardında binlerce fotoğraf, ses kaydı, mektup bırakarak intihar eder. Carole’un yönetmen olan kızı Mona Achache, annesinin ölümünün kendisine başlarda bir özgürleşme yanılsamasını verdiğini söyler. Ancak aslında annesinin hikâyesinden, kökenlerinden kaçmaktadır. Uzun süre hiçbir eşyaya dokunmaz, annesiyle olan tüm bağlarını reddeder. Zamanla, eşyaları inceleme dürtüsüne karşı gelemez, böylece onun hiç bilmediği yönleriyle tanışır. Tüm bu süreç, annesi hakkında bir film yaratma arzusunu peşinden getirir. Her şeyi yeniden canlandırırken Mona gerçek olanın ötesine geçer ve annesinin hayatında önem taşıyan kişileri profesyonel oyunculara oynatır. Belgesel ile kurmaca arasında bir yerde duran ve prömiyerini Cannes’da yapan Little Girl Blue, özellikle Marion Cotillard’ın Carole Achache rolündeki güçlü performansıyla büyük övgü topladı: “Cotillard sanatının zirvesinde.”

Seans bilgisi için tıklayın.

Animal / Sofia Exarchou

Güneş tepede, bir Yunan adasında, her şey dahil bir tatil köyündeki animatörler yoğun turist sezonuna hazırlanmaktalar. Kalia, animasyon ekibinin başında. Yaz yoğunlaşıp iş baskısı arttıkça, gecelerin temposu yükseliyor ve Kalia'nın yaşadığı zorluklar iyice sertleşiyor. Sofia Exarchou: "Filmin esas kötüsü sosyo-ekonomik sistemin kendisi; yüzsüz, devasa bir varlık,” diyor. Animal, geçtiğimiz yıl gerçekleşen Locarno Film Festivali’nde En İyi Performans, Vancouver Film Festivali’nde Vanguard Ödülü, Selanik Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu ve Valladolid Film Festivali’nde Mansiyon ödüllerinin sahibi oldu.

Seans bilgisi için tıklayın.

Levante / Power Alley / Lillah Halla

Brezilya’da tutucu bir kasabada yaşayan genç ve hırslı voleybolcu Sofia, kendine farklı bir hayat şansı sunan, çok önemli bir şampiyonanın arifesinde hamile olduğunu anlar. Yasalara aykırı olsa da hamileliğini sonlandırmak istediğinde ilk karşı çıkanlar, kendi mahallesinde yaşayanlar olur. Takım arkadaşları baskıya karşı hep yanındadır. Bu takımda kimse yalnız değildir. Birlikte güçlüdürler. Brezilyalı yönetmen Lillah Halla'nın öfkeyle ve kız kardeşliğin neşesi ve gücüyle alev alev yanan bu ilk filmi dünya prömiyerini Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftası'nda yaptı. Levante, geçtiğimiz sene Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü, Festival du Nouveau Cinéma de Montreal’de Onur Ödülü, Biarritz Film Festivali’nde En İyi Film, Havana Film Festivali’nde En İyi İlk Film olmak üzere pek çok festivalden ödüllerle döndü.

Seans bilgisi için tıklayın.

Memorias de un Cuerpo Que Arde / Memories of a Burning Body / Antonella Sudasassi Furniss

Memories of a Burning Body, 65 yaşını geçmiş üç kadının anıları ve yakınlıkları üzerinden haz, arzu, evlilik, aşk, cinsellik ve kadın olmak hakkındaki en derin düşünceleri beyazperdeye taşıyor. Cinselliğin tabu olduğu baskıcı bir dönemde büyüyen ve yaşayan bu üç kadının korkusuz sesleri bu filmde iç içe geçmiş anılar, sırlar ve gizli arzularla dolu hayatına yeniden bir bakış atan 65 yaşındaki tek bir kadının anlatısında cisimleşiyor. Şubat ayında Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde prömiyeri yapılan film, aynı zamanda Panorama bölümünde İzleyici Ödülü’nün sahibi oldu.

Seans bilgisi için tıklayın.

Rien à Perdre / All To Play For / Delphine Deloget

Bekâr anne Sylvie ve oğulları birbirlerini çok sevmektedir, ancak işe gitmek için onları evde yalnız bıraktığında oğullarından biri yaralanır. Küçük oğlu yetkililer tarafından koruyucu aileye verilir. Sylvie oğlunu geri almak için idari ve yasal mücadeleyi sürdürmeye kararlıdır. All To Play For, Cannes'da Belirli Bir Bakış seçkisinde gösterildi ve özellikle L'Amour et les Forêts / Narsistle Aşk'ın başrol oyuncularından Virginie Efira'nın güçlü performansıyla övgü topladı.

Seans bilgisi için tıklayın.

Girls Will Be Girls / Shuchi Talati

Himalayalar'da sert bir yatılı okulda, 16 yaşındaki Mira arzuyu ve romantizmi keşfeder; ancak cinsel ve isyankâr uyanışı, kendisi büyümeyi reddeden annesi tarafından sekteye uğratılır. Mira’nın en güzel yılları çalınmıştır; gerilim yükseldikçe yükselir. İlk uzun metrajlı filmini çeken yönetmen Shuchi Talati, karmaşık bir anne-kız ilişkisini ve bir ergenin kendini keşfetmesini tüm çelişkili duygularıyla birlikte resmediyor. Film, ocak ayında yapılan Sundance Film Festivali’nde Dünya Sineması Dramatik Yarışması’nda İzleyici Ödülü ve filmin başrolü Preeti Panigrahi Oyunculuk Dalında Dünya Sineması Dramatik Jüri Özel Ödülü’nün sahibi oldu.

Seans bilgisi için tıklayın.

Dirsek / Ellbogen / Elbow / Aslı Özarslan / Almanya, Türkiye, Fransa / 86’ / Istos

Berlin’de yaşayan Hazal daha 17 yaşındadır. En büyük dileği, hayatta kendisine de bir şans verilmesidir. On sekizinci yaş günü için günlük sıkıntılardan uzaklaşıp arkadaşlarıyla partilemek ister. Ancak sonu ölümle biten bir olayla tüm dünyası alt üst olacaktır. Hazal, İstanbul’a, yani hiç tanımadığı, yakınlık duymadığı bir şehre ve ülkeye kaçmak zorunda kalır. Berlin doğumlu Yönetmen Aslı Özarslan tarafından, yapıtlarında göç olgusunun etkilerini ele alan Fatma Aydemir’in Ellbogen romanından beyazperdeye uyarlanan Dirsek, dünya prömiyerini Şubat ayında Berlin Film Festivali’nin Generation K14plus bölümünde yaptı.

Seans bilgisi için tıklayın.

Yukarı