“Yeşilçam’ın en üretken muzip yönetmeni” ve 2018'de 37. İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülü sahibi Aram Gülyüz, gençlik yıllarında bir süre Londra’da çalıştıktan sonra Kore’de askerlik ve tercümanlık yaptı. Annesinden borç aldığı parayla bir yapım şirketi kurdu ve Carl Möhner’in yönettiği İstanbul Macerası (1958) filminin yapımcılığıyla sinemaya girmiş oldu. Yönettiği ilk filmler, senaryolarını da yazdığı Sensiz Yıllar (1960) ile Aşk ve Yumruk (1961) oldu; bu filmlerle geniş kitlelerce tanındı.

Yönetmen Yılmaz Atadeniz’in “hayatımda bu kadar becerikli ve pratik bir yönetmen görmedim”, oyuncu Ayla Algan’ın “komedi oynamayı bana hem sevdirdi hem öğretti”, oyuncu Ediz Hun’un “kamera karşısındaki sanatçıdan en üstün verimi alabilecek yönetmen” sözleriyle övdüğü Aram Gülyüz, Ayşecik filmlerinden Amerikan filmlerinin yerelleştirilmiş yeniden çevrimlerine, avantür ve polisiyeden müzikal ve erotik filmlere neredeyse her türde film yönetti, TV dizileri ve video filmleri de çekti. Fevzi Tuna, Erdoğan Tokatlı, Temel Gürsü gibi yönetmenler, Gülyüz’ün asistanlığını yaptılar. Türk sinemasında gerçek sesli çekime ilk geçen yönetmen olan Aram Gülyüz, yönetmenliğinde Alfred Hitchcock, Blake Edwards ve Billy Wilder, “ama en çok, tüm ciddi kavramlarla dalga geçen tarzıyla Woody Allen”ı örnek aldı. Aralarında Sokakların Kanunu (1964), Ölüm Çemberi (1965), Altın Kollu Adam (1966), Siyah Otomobil (1966), Kanun Namına (1968), dünyadaki ilk Red Kit (1970), Beyaz Kelebekler (1971), Yüzbaşının Kızı (1968) ve en son Zaman Makinesi 1973 (2017) bulunan tam 140 filme yönetmen olarak imzasını attı.

Yukarı