Hale Soygazi, 2009 yılında 28. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü'ne lâyık görüldü.
Hale Soygazi'nin, benimle tanışmadan önce on yıl içinde yirmi-yirmi beş filmde başrol oynamış olduğu, tanıştıktan sonraki yirmi beş yıl içinde ise topu topu altı sinema filminde rol aldığı düşünülürse, besbelli uğurlu gelmemişim ona! Ama kabahatin tümü benim değil. Ben, büyüleyici güzelliği ve muziplik tülüyle perdelenen küs bakışlarıyla setten sete koşan, bazen Bizans Prensesi, bazen şımarık zengin kızı, bazen itilip kakılan hizmetçi kız kılığında karşımıza çıkıveren Hale'nin, ilk olarak, Selim İleri'nin yazdığı ve Zeki Ökten'in yönettiği Bir Demet Menekşe filmiyle durakladığını düşünüyorum. Kişiliğine büründüğü tezgâhtar kız sanki "başka bir dünya mümkün" lafını fısıldamıştı kulağına. Bunu Yavuz Özkan'ın Maden filmindeki halkacı kız izledi. Akıntıya kürek çekme dönemi başlamıştı artık. Bir Yudum Sevgi için dört yıl beklemesi gerekecekti. Seçmenin, "hayır" demenin bedelleriydi bunlar. Belki biraz da, 12 Eylül faşizminin en karanlık günlerinde, Barış Derneği davalarını izlemesinin, onlara destek olmasının sinsi bedeliydi. İki filmde çalıştık Hale'yle: Küçük Balıklar Üzerine Bir Masal ve Usta Beni Öldürsene. Küçük Balıklar sessiz çekilmişti. Dublajı kime yaptıracağımı sormuştu bana. "Tabii ki kendin yapacaksın" deyince paniklediğini hatırlıyorum. Oyunculardan çoğunun "sesleri" vardı o dönemde. Hale'nin buna ihtiyacı olmadığını biliyordum. Yanılmadığımı birlikte anladık. Budapeşte'de çekilen Usta Beni Öldürsene'ye konuk oyuncu olarak katılmayı kabul etmişti. Oyuncular, çeşitli ülkelerden gidip geliyorlardı. Asistanım heyecanla geldi yanıma: "Bir star geldi" dedi. Biraz gerildim: "Kim bu? Kapris mi yapıyor?" diye sormuşum. Asistanım şaşırdı önce. Sonra anlayıp, "yok yok" dedi telaşla, "Nelly rolünü oynayacakmış, Türk..." "Star olduğunu nasıl anladın peki?" dedim. Omuz silkti: "Bilmem, öyle..." Hale star olmayı değil, bile isteye oyuncu olmayı seçti. Ama kimilerinde, ne yaparlarsa yapsınlar saklayamadıkları bir ışık oluyor işte. Düşünüyorum, o ışığı böyle mahçupça örtmek yerine sürseydi pazara... Her an gündemde olsa, bol bol para kazansaydı... Karamsar anların düşünceleri bunlar... Kara noktalar... Ne güzel yaşıyorsun masal kahramanı... İyi ki varsın. Evet, yeterince çene çaldık, "Hale Hanım, sete alalım sizi..."
- Barış Pirhasan