Mevlüt Koçak, 2010 yılında 29. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü'ne lâyık görüldü.

Mevlüt Koçak'ın filmografisine baktığımızda ilk gözümüze çarpacak olan, kurguladığı film sayısıdır. Farklı kaynaklarda farklı rakamlara rastlasak bile iki yüze yakın filmin bir şekilde onun elinden geçtiğini söylemek mümkün. "Kurgucu" yerine "montajcı" tabirinin kullanıldığı, mesleğin karanlık odalarda elde makasla icra edildiği günlerde başlayan ve bugünlere kadar uzanan kırk yıllık bir hikâyesi var Mevlüt Koçak'ın. 1971 yılında Erman Film'de çırak olarak mesleğe başladığında henüz on beş yaşındaydı. Kısa sürede çıraklıktan montajcılığa terfi ettiğinde hâlâ çok gençti. Mesleğine bağlılığını en iyi anlatan hikâyelerden birine Leyla Özalp'in Seni Seviyorum Sinema adlı kitabında rastlamak mümkün. 12 Eylül darbesinin hemen bir gün sonrasında, "Beyoğlu'na süngülere takılmadan çıkmanın mümkün olmadığı" günlerde Koçak'ın Beyoğlu'ndaki kurgu setinin başında elindeki filmi bitirmeye uğraştığını anlatıyor Özalp. Ancak böyle bir bağlılık bir montajcının kırk yıl boyunca kesintisiz film kurgulayabilmesini sağlayabilir herhalde.

Koçak makasını negatifler üzerinde gezdirmeye çok genç yaşta başlamış olsa da, kurgunun teorisini Atıf Yılmaz ve Ömer Kavur gibi ustalardan öğrendiğini vurguluyor. Ömer Kavur'la neredeyse tüm filmlerinde, Atıf Yılmaz'la Değirmen ve Asiye Nasıl Kurtulur gibi bir dolu başyapıtında beraber çalışmanın kendisini nasıl zenginleştirdiğini anlatıyor. Elbette Türk sinemasının bir döneminde imzası olan böylesi bir ustanın ödüllerden nasibini almamış olması düşünülemez. Yerli festivallerde kurgunun da ödül kategorileri arasına dahil edilmesi için senelerini harcamış olması da cabası. Çeşitli festivallerden toplam on bir ödüle sahip Mevlüt Koçak'ın ödülleri arasına bu yıl Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülü de eklenecek.
– Çiçek Kahraman

Yukarı