Estela Bravo, 8 Haziran 1933'te New York'ta, Avrupalı göçmenlerden oluşan bir işçi sınıfı ailesinin çocuğu olarak doğdu. 12 yaşındayken annesi öldü, babası ise fikirleri bütün aileyi etkilemiş olan bir sendikacıydı. Estela ve iki kız kardeşi, daha çok sendika örgütçüleri tarafından büyütüldü. On altı yaşındayken çalışmaya başladı, akşamları Brooklyn Koleji'nde sosyoloji okudu, "Students for a Peaceful World (SPW) / Barışçıl Bir Dünya İsteyen Öğrenciler" adlı örgütün başkanı ve kurucusuydu. Aynı zamanda, Kürk İşçileri Sendikası'nda çalışıyordu.

Bir 5mm kamerayı ilk kez kullanışı 1953 yılında olmuştur; Washington'da Rosenbergler için yapılan gösterileri, daha sonra da Avrupa'daki Gençlik Festivali'ni çekti. Estela, ABD'ye döndükten sonra Latin America Today bülteninde çalıştı, 1954'te de bu bültenin temsilcisi olarak Brezilya'ya giderek Latin Amerika Gençlik Buluşması'na katıldı. 

Estela Brava mesleğini kendi kendine öğrenmiş ve yönetmenliğe hayli geç yaşta başlamış bir sinemacıdır, ama son yirmi yıl boyunca, yitirdiği zamanı fazlasıyla telafi etti: Bağımsız olarak otuza yakın belgeseli yönetti, yapımcılıklarını da üstlendi. Those Who Left / Gidenler (1980), Cubans in Peru / Peru'daki Kübalılar (1982) ve Marielitos (1983) gibi ilk filmleri, yalnızca İspanyolca olarak bulunabiliyordu. Ne var ki Brava daha sonraki yıllarda, yanında Missing Children / Kayıp Çocuklar (1985), Returning to Chile / Şili'ye Dönüş (1986), Children in Debt / Borçlu Çocuklar (1987) ve Holy Father and Gloria / Kutsal Peder ve Gloria (1987) gibi yeni filmlerinin İngilizce altyazılı kopyalarıyla düzenli New York seferleri yapmaya başladı. İşte festival ödüllerini alan ve basında mükemmel eleştirilerle karşılananlar da, ABD'de daha yaygın bir dağıtıma ulaşan bu İngilizce altyazılı filmleri oldu. 

1990'lı yıllarda Brava yeni filmler yapmayı sürdürdükçe hem ABD'li seyircilerinin sayısı arttı, hem de eleştiriler daha da olumlu hâl aldı. The Cuban Excludables / Gözden Çıkarılan Kübalılar (1994), İngiliz Televizyonu'ndaki en iyi denizaşırı yapım olarak Avrupa Topluluğu ve BBC'nin Tek Dünya Ödülü'nü aldı. Fidel (2001), Uluslararası Toronto Film Festivali'nin yarışmalı bölümüne seçildi ve New York'taki Urbanworld Film Festivali'nde Belgesel Sinemacılıkta Mükemmeliyet Ödülü'ne lâyık bulundu. Bravo'nun hepsi Latin Amerika ve Karayipler meselelerini ele alan filmleri, onun hem ilerici siyasi inançları ile hümanist duyguları 1950'li yıllarda ABD'yi pençesine almış anti-komünist isteri sırasında oluşmuş bir Amerikalı, hem de kırk yıldır Küba'da yaşayan asimile olmuş bir Latin Amerikalı olarak çift-kültürlü deneyimiyle farkını gösterir. 

Bravo'nun filmleri, hem konu seçimi, hem de yönetmen/söyleşici olarak yaklaşımında olduğu gibi, üç çocuk annesi sıfatıyla deneyimlerinden de açıkça etkilenmiştir. Şili'ye Dönüş, General Pinochet'nin 1973'teki askeri darbesiyle ortaya çıkan baskı dönemi sırasında anne babalarını kaybeden Şilili gençlerin üzücü durumunu resmeder. Kutsal Peder ve Gloria, Pinochet'nin askeri rejiminin genç bir kadının yüzünde izlerini bırakan korkunç saldırısını yeniden yaratır. Bravo, siyasi baskı, toplumsal adaletsizlik ya da yoksulluk kurbanlarına özellikle ilgi gösterse de, filmlerinde çoğu kez siyasi çizginin iki tarafındakiler de dahil olmak üzere meseleyle ilgili olanlarla konuşarak, doğrudan doğruya siyasi bir durumun ya da toplumsal sorunun özüne iner, After the Battle: Cuba/South Africa / Mücadeleden Sonra: Küba/Güney Afrika'da (1990) hem Kübalı ve Güney Afrikalı askerlerle, hem de Angola Savaşı'nda ölenlerin aileleriyle yaptıgı çarpıcı söyleşilerde olduğu gibi. 

Yukarı